GAMZE SARAÇOĞLU
HEYECANLA TASARLADI
Gamze Saraçoğlu Kim Korkar hain Kurttan tiyatro oyunu ile
ilk defa deneyimlediği kostüm tasarımcılığından o kadar keyif almış ki mutlaka
tekrar yapmak istiyor.
"Bu iş benim çok heyecan duyduğum ve çok keyif aldığım ve benim için önemli işlerden biriydi bu sebeple bütün işin iş sürecinde başındaydım."
Tiyatro içim kostüm tasarlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Fikir ve öneri çok çok sevdiğim bir arkadaşım tarafından
Zerrin Tekindor’dan geldi. Beni çok heyecanlandıran bir proje teklifiydi,
özellikle Zerrin Tekindor’un olması benim için büyük bir şanstı. Dizi
kostümlerinin çok ön planda olduğu bir dönemde tiyatro kostümü tasarlamak beni
tatmin eden bir iş oldu, meslek hayatımda en keyif aldığım projelerden biri idi.
Bir tiyatro için ilk defa mı tasarım yaptınız, daha önce
yapmış mıydınız?
İlk defa tiyatro kostümü tasarladım daha önce Türkiye’de çok
fazla yapılan bir iş değildi bu, ilk defa 2014-15 döneminde, Edward Albee'nin 'Kim Korkar Hain
Kurttan" oyunu için kostüm tasarladım.
Daha önce Türkiye’de böyle işlerin yapıldığını biliyordum fakat bizimki biraz
daha kapsamlı bir iş oldu. Oyunda dört tane karakter bulunuyordu. Martha (
Zerrin Tekindor), George (Tardu Flordun), Honey (Nilperi Sahinkaya), Nick
(Şükrü Özyıldız). Bütün kostümleri ve styling’leriyle beraber biz hazırladık.
Tasarım sürecinde nasıl çalıştınız? Önce oyunu mu okudunuz?
Tasarım sürecinin başlamasında ilk önce oyunu okuduk,
oyuncularla görüştük, karakterlerin yorumlarını aldık, oyunda karakterlere
nasıl hayat verecekleri hakkında bilgi aldık. Daha sonra bununla alakalı
çizimler yapmaya başladık. Oyunda belli hareketli bölümler olduğu için
kumaşların çok doğru seçilmesi gerekiyordu kumaşların buruşmaması, esnememesi,
lekeli gözükmemesi, yırtılmaması önemliydi. Bu sebeple bunlarla ilgili bir ay
kadar kumaş araştırması yaptık. Daha sonra onaylanan çizimleri fit olarak
provaya çıkardık, provada yapılan revizelerden sonra da ilk deneme oyunlarında
kıyafetleri giydirerek kıyafetlerin performansına baktık daha sonra ufak
revizelerle ana oyunu hazırlamış olduk. Projeyi konuştuğumuz ilk
konuştuğumuzdan ilk 5 ay sonra ürünlerin hepsini teslim etmiştik.
Prova sürecine dahil oldunuz mu?
Bu iş benim çok heyecan duyduğum, çok keyif aldığım, önemli işlerden biriydi bu sebeple bütün işin
iş sürecinde başındaydım. Çizimlerle kumaş araştırmasına, oyuncularla
görüşmekten ilk başta yapılan bir filmi vardı filmini izledim. Bütün süreçte
hatta provalarda da özellikle benim için çok faydalı deneyimlerim oldu, kıyafetleri
ve tasarlanan kostümleri doğru yönlendirme açısından benim için çok önemli
bilgiler verdi o provalar. Bu sebeple hem çok büyük mutluluk duyduğum için işin
başındaydım hem de ilk defa yapılan ilk defa yapılan işlerden biri olduğu için hakkıyla
yapmak benim için çok önemliydi.
Bir tiyatro oyununa tasarım yapmanın nasıl farklılıkları
var?
Farklılıkları var ama benim için manevi tatmini çok yüksek
bir işti. Bu sürekli her akşam giyilen bir kostüm olduğu için ve de hareketli oyun
olduğu için kostümlerde en ufak bir aksilik bir terslik oyuncunun performansını
düşürdüğü ve canlı oynanıp geriye dönüş olmadığı için büyük riskler taşıyor.
Karakterleri anlamak
için oyuncularla mı konuştunuz?
Anlamak için oyuncuların hepsiyle görüştüm, onların ne
istedikleri de çok önemli her gün giyecekleri kostümlerde ve karakterleri
anlatacak kostümleri tasarlamak benim için onların fikrini almadan yapmak mümkün
olmazdı bu sebeple aslında ilk başta 'Kim Korkar Hain Kurttan’ filmini “Who is Afraid of Virginia Woolf"u
izledim daha sonra senaryoyu okudum daha sonrada oyuncularla görüştüm onların
da mutlu olması ve bu kıyafetleri keyifle giymeleri benim için çok önemliydi
çok ciddi bir şekilde fark yarattığını anlıyorum sevilerek giyilen
kıyafetlerin. Bizde gerçekten çok özenerek bir tasarım süreci yaşadık, astarlarından
kumaşlarına seçilen ipliğe kadar ya da fitlerine kadar her şey özenli ve ince
detaylarına kadar düşündük, kullanılan styling ürünlerinde bile kullanılan
kaşmir palto bile o kaşmir hissini vererek tasarlandı bizim için çok heyecanlı
ve çok öğretici bir proje idi.
Tekrar kostüm tasarlamak ister misiniz?
Tekrar kostüm tasarlamak tabii ki isterim benim çok mutlu
olduğum bir iş bu.
FUNDA ÇEBİ
KOSTÜMDEN MODAYA
Uzun yıllar tiyatro kostümleri tasarlayan Funda Çebi kendi
markası “By Çebi’yi kurarak moda ve
sahne sanatlarında tasarımlar yapan bir başka tasarımcı oldu.
“Yıllardır yaptığım karakter çözümlemeleri sayesinde fark
arayan küçük bir dokunuş isteyen insanlar için tasarlamak, hayal etmek ve
onlara ulaşmak istiyorum.”
Kostüm tasarlamaya nasıl başladınız?
Aslında evde başladı diyebilirim. Müzik ve sanat dolu bir
evde büyüdüm. Babam Hüseyin Çebi Halen İzmir Kent Orkestrası’nın şefi. Ağabeyim Tayfun Çebi şu anda İzmir Devlet
Opera ve Balesi'nin baş Dekoratörü. Tayfun çalışırken çizimlerine, kurduğu
düşlere hayran kalırdım. Bir de gençliğimden beri, hazır, hazırlanmış
giysilerin dışında kendi yarattığım kıyafetleri giymekten keyif alıyordum.
By Fund Çebi'nin 2017 İlkbahar- Yaz Koleksiyonu
Bugüne kadar kaç oyunun kostümünü hazırladınız? Bir kaçını
sayar mısınız?
Gerçekten bu sorunun cevabını vermek çok zor. Ülkenin dört
bir yanında Devlet Tiyatrosu dışında, Şehir Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi
ve özel tiyatrolara da yüzlerce kostüm
tasarladım. Nora, 12. gece, Romeo ve Juliet ilk aklıma gelenler.
Aklınızda en çok yer eden ya da en çok sevdiğiniz kostümler
hangi oyunlara ait?
Bu da oldukça zor bir soru. Ben kostümlerimin hepsini
seviyorum sanırım. Tasarım aşamasında çok zorlandığım, beni düşündüren
sonucunda da hayal dünyamı zenginleştiren iki oyundan bahsedebilirim. 2005
yılında Afife Jale ödülü aldığım, Semaver Kumpanya'da Bülent Emin Yarar ile
birlikte çalıştığım Mem ile Zin ve Ankara Devlet Tiyatrolarında Ali Düşenkalkar
rejisiyle yapılan Gözlerimi Kaparım
Vazifemi Yaparım oyunlarının meslek yaşamımda ayrı bir yeri olduğunu söylemek
isterim.
Gözlerimi Kaparım vazifemi Yaparım
Kostüm tasarlarken nasıl bir yol izlersiniz?
Her oyunun anlatmak istediği bir tümce vardır. Burada oyun
metni, rejisör ve rejisörün yorumu ile buluşmak gerekir. Oyunu okuyup, metni
özümseyip yönetmenle beraber alt metin çalışmalarını yaptıktan sonra sıra
yaratımıza gelir. Öncelikle karakter analizini oyunun yorumuna bağlı olarak
yaparak eskizleri oluştururuz. Sonrasında kumaşlar seçilir ancak bazen
kumaşçıda bitmez işiniz yani aslında her şey kumaşla da bitmez. Hayalinizi
gerçekleştirmek için bazen saatlerce bir nalburda düşünüzdeki malzemeyi
ararsınız. Araştırmalar, malzeme seçimleri ve eskizler tamamlandıktan sonra terzi
atölyeleri, kundura, şapka ve peruka atölyeleri arasında mekik dokuma başlar.
Eşşeğin Gölgesi
Kostüm tasarlamanın incelikleri nelerdir?
Oyunun dönemi, rejisörün dünyası, dekoratörün tasarladığı
mekan, ışık tasarımı, müzisyenin bestesi bazı durumlarda oyuncunun fiziksel
özellikleri. Bunların hepsi kostüm tasarlarken beni etkiler. Başarılı bir
kostüm tasarımcısını da etkilemelidir ayrıca.
Kostüm tasarlarken yönetmen ya da oyuncular ile nasıl bir iş
birliğinde olursunuz?
Sonuçta bizler hep birlikte düş dünyasını gerçeğe
dönüştürmek için çabalarız. O sırada bunun bir düş olduğunu düşünmeyiz. Bunun
farkında olan herkesle çok keyifli çalışırım.
Kostüm tasarımlarınızdan sonra kendi markanızı yaratma fikri
nasıl doğdu?
Belki de kendimden yola çıktım. Farklı giyinmeyi seven ve
özel olmayı isteyen kişiler için hayal tasarlıyorum ve gerçekleştiriyorum. Modayı
yadsımamız mümkün değil, hepimiz içindeyiz ama açıkçası yüzlerce aynı yapılmış
giysinin arasında kendinize ait hissedebileceğiniz giysi bulmak çok zorlaştı.
Aynı konunun çevremdeki insanlar için de bir sıkıntı olduğunu gördüğüm zaman bu
işe soyunmaya karar verdim.
Markanızda her parça tek üretiliyor, markanızı anlatır
mısınız?
Aldığımız her kıyafetin belki de onlarca, yüzlerce, binlerce
kopyası, tıpkı basımı var oysa benim tasarımlarım tek, aynı giysiyi giymiş bir başkasıyla
karşılaşma şansınız yok. Hepimizin bulmak istediği espriyi arıyorum
tasarladığım giysilerde. Tiyatro kostüm tasarımcısı olmam da bu noktada bana
kolaylık sağlıyor. Her karaktere ayrı tasarım. Keyifli değil mi? Hem benim için
hem de elbisenin sahibi için. Yıllardır yaptığım karakter çözümlemeleri
sayesinde fark arayan küçük bir dokunuş isteyen insanlar için tasarlamak, hayal
etmek ve onlara ulaşmak istiyorum. Ben bu işe başladığımdan beri bana en fazla
sorulan soru; emin misin? Tek, bir tane, yapamazsın başaramazsın oldu. Belki
başaramam, haklı olabilirler daha çok yeniyiz. Kendinize koyduğunuz hedeflerdir
zenginliğiniz ve kendime koyduğum bu hedeften vazgeçemeyeceğimi biliyorum.
Bir koleksiyon tasarlamakla kostüm tasarlamak arasındaki
farklar ve benzerlikler neler?
Koleksiyon hazırlarken hiç tanımadığım, bilmediğim birinin
dünyasını düşlüyorum. İşte bu benim için tasarlanmış demesi en büyük mutluluk.
Çığlık istiyorum sanırım. Aslında ben ve giysinin bilinmeyen sahibesi iki
kişilik bir dünya oysa tiyatro kostümü hazırlarken sadece o oyunu ve yorumunu
düşünüyorum, çığlık değil elbette ama Shakespeare'in oyununu yapıyorsam bir
yerlerden bana gülümsediğini hissetmek istiyorum.
ÇİMEN SOMUNCUOĞLU
GÖRSEL ŞÖLEN YARATIYOR
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Uyuyan Güzel balesinin
kostümlerini tasarlayan Deniz Somuncuoğlu tasarımlarında dansçıların rahatını
ön planda tutuyor.
Çimen Somuncuoğlu
Bale için kostüm tasarlamaya ne zaman başladınız?
Devlet Opera ve Balesi’nde çalışmaya Mersin’de 1994’te
başladım. İlk bale kostümümü 1996’da Şımarık Kız balesi için yaptım.
Bale kostümü tasarlamanın incelikleri neler?
Bale kostümlerinde dansçının rahat etmesi çok önemlidir.
Öncelikle ince ve zarif kumaşlar seçiyorum böylece dansçılar rahat harekete
edebiliyor. Hareketler ile kumaşın uyumlu olması gerekir. Kostümün dansçıyı
yormayacak şekilde üzerine oturması gerekiyor. Ben tasarımlarımda özellikle az
kumaş kullanmayı tercih ederim. Dansçının hareketlerin ve zarafetinin
görülebilmesi için kollarını ve bacaklarını açıkta bırakacak kostümleri tercih
ediyorum.
Prenseses Aurora
Yeni bir temsil için kostüm tasarlarken nasıl bir yol
izlersiniz?
Önce eserin hangi dönemde geçtiğini araştırırım. Koreografın
ya da rejisörün neyi anlatmak istediğini öğrenirim. Kostüm tasarlamak tek
başına yapılan bir iş değil. Aynı zamanda organizasyon ve koordinasyon işi. Müziğin
yumuşak mı yoksa sert mi olduğunu bile dinlemek gerekiyor. Koreografın yaratmak
istediği dünya da büyük önem taşıyor. Provaları izlemek gerekiyor. Tasarım
yapmadan önce hareketleri bilmek gerekiyor örneğin yırtmaç gerekiyorsa bir
yırtmaç koymalısınız hareketin rahat yapılabilmesi için. Danstan yola çıkarak
dansa göre bir kostüm tasarlanıyor. Tasarımlarımı yaptuktan sonra kumaş
araştırmasına girerim. Dekoratörten ne
tür renkleri kullandığını da öğreniyorum. Çok fazla dans etmeyecek karakterler
oluyor, kraliçe gibi o zaman onlar için farklı kumaşlar seçebiliyorum. Atölyelerimizde terzilerimiz ile kalıplarımız
çıkarıyoruz. Provalar yapılıyor ve adım adım takip ediyoruz.
Prenses Aurora kostüm tasarımı
Uyuyan Güzel Balesi’nin kostümlerinin hazırlanma sürecini
anlatır mısınız?
Uyuyan Güzel için de önce dönem araştırması yaptım.
Koreograf ve direktörümüz ile toplantılar yaptık. Renk ve kumaş seçiminde adım
adım ilerledik. Genel provada kral ve kraliçe için tasarladığım pelerinlerin
sönük kaldığını gördük. O zaman daha tok duran bir kadife kumaşla değişiklik
yaptık.
Salkım Söğüt Perisi
Bugüne kadar tasarladığınız kostümler arasında hafızanızda
en çok yer edenler hangileri?
Biraz şımarıklık yapacağım ama Şımarık Kız ve Uyuyan Güzel.
Şu anda üzerinde çalıştığınız tasarım hangi temsil için
bahseder misiniz?
Uğur Seyrek’in Dört Mevsim Vivaldi eseri için kostüm
tasarlıyorum. 29 Nisan Dünya Dans Günü’nde ilk gösteri gerçekleşecek. Dört
mevsimi duygusal açıdan anlatan bir çalışma. Yaz, kış, bahar gibi değil
mevsimleri duygular ile anlatacağımız ruhsal bir iş.