GÜVERTEDE SONSUZ HUZUR
Mitolojinin kucağına düşmek ve bugünkü edebiyatın oluşmasına
kaynaklık eden efsaneleri öğrenmek için gidilecek en güzel rota Yunan adaları.
Lezzetin, denizin, ıssız kumsalların tadını çıkarmak için en konforlu seyahat
olan gemi seyahatini seçtik. Celestyal Cruises ile çıktığımız Yunan adaları
turunda günün yorgunluğunu sonsuz bir huzur bulduğumuz güvertede attık.
Celestyal Cruises’un 3, 4 ve 7 gecelik alternatiflerle
hazırladığı Euphoric Aegean Turları 19 Ekim’e kadar farklı seçeneklerle devam
edecek.
Cruise seyahati ile ilgili deneyimim çocukluğumda
anneannemle yaptığım İzmir –İstanbul yolculuğunu kapsıyordu. Celestyal Cruises
ile yaptığımız Nafplion’dan başlayıp Girit’e uzanan ve Rodos’da son bulan
seyahat konforun ve lüksün buluştuğu deniz üstende keyifli bir yolculuğa
dönüştü. Her bir adası ayrı bir coşku, renk ve lezzet barındıran Yunan adaları
masalsı bir seyahat arayanların rotası olmalı. Zengin mitoloji hikayeleri ile
hayallere sürüklenip, Yunan mutfağının damak tadımıza uyan lezzetleri ile gurme
yanımızı memnun edip ıssız kumsallarda ruhumuzu arındırdık. Celestyal Cruise
Nefeli gemisi konforlu süit kamaraları, titiz ve güler yüzlü personeli ile
konforlu bir tatil vadediyor. Gece şovları ve gündüz danstan tutun da dil
derslerine kadar organize edilmiş programları ile keyifli bir gemi yolculuğu
sizi bekliyor. Gündüz Yunan adalarını gezdikten sonra akşam gemide rahat bir uyku
öncesi Sana Spa ile masaj keyfi yaşayabilirsiniz. Açık büfesindeki lezzetlerin
yanı sıra a la carte restoran denizin üstünde beş yıldızlı bir hizmete imza
atıyor.
Yunan adaları seyahati, zengin mitoloji hikayeleri ile hayallere sürüklenmek, Yunan mutfağının damak tadınıza uyan lezzetleri ile gurme yanınızı memnun etmek ve ıssız kumsallarda ruhunuzu arındırmak demek.
ROTALAR
Celestyal Cruises’un 3, 4 ve 7 gecelik alternatiflerle
hazırladığı Euphoric Aegean Turları 19 Ekim’e kadar farklı seçeneklerle devam
edecek tur programında Celestyal Nefeli yolcularını İzmir’in Çeşme limanından
alıyor. Üç gecelik Euphoric Aegean Turları’nda Mikonos, Atina, Santorini; yedi
gecelik turlarda ise bu limanların dışında Girit Hanya, Rodos ve Naphlion
gezilebilir. Her bir turda; Ege iklimini doya doya soluma fırsatı sunan
programa göre Mikonos’da gece yarısını yaşamadan gemi kalkmıyor. İhtişamlı
konakları ile Venedik mimarisinin izlerini taşıyan Siros’da keyifli bir gün
batımı yemeğini yiyebilir, Akropolis tepesinden Atina’ya doya doya bakabilirsiniz.
NAFPLION
İzmir Limanın’ndan başlayan seyahatimiz gece dinlenmenin
ardından sabahın erken saatlerinde vardığınız Nafplion şehriyle başlıyor.
Nafplion bir ada değil ve Yunanaistan’ın ilk başkenti.
Sabah kamaramda uyanınca ilk işim pencereye giderek
perdelerimi açmak oldu. Karşımda şirin bir liman buldum. Güneş ışıkları denize
yansıyor ve ada beni çağırıyordu. Hemen güverteye çıkarak temiz havada kahvaltı
yapmanın tadını çıkardım. Kahvaltı sonrası Nafplion turuna derin bilgisi ile
bizi etkisi altına alan rehperimiz Penelope ile çıktık. Nafplion; Frenkler,
Venedikliler ve Osmanlılar gibi pek çok fatihin topraklarından gelip geçtiği ve
kendi çalkantılı hikayelerini yazdığı bir liman şehri olmuş. Antik surları,
kaleleri, Osmanlı çeşmeleri, Venedik evleri ve neoklasik köşkleri ile Nafplion
tarihe açılan bir kapı. Şehrin en hareketli yeri Syntagmatos Meydanı.
Gittiğimizde baharın gelişini kutlayan Yunanlıların tatil günüydü, yerel halkın
da hafta sonu ve tatillerini geçirmeyi tercih ettiği bu liman şehri oldukça
hareketliydi. . Agios Spyridonas Kilisesi ve Da Vinci'nin "Gizli
Yemeği"nin bir kopyası da dahil bir dizi önemli duvar resminin bulunduğu
Agios Georgios Kilisesi gezilecek yerler arasında bulunuyor. Bu keyifli şehirde
iki Osmanlı camisi de bulunuyor.
Korint Kanalı
Korint Körfezi ile Saronik Körfezi'ni birbirine bağlayan ve
Mora yarım adasını Yunan anakarasından ayıran 6km'lik bu kanal günümüzde
yelkenlilerin seyahatlerinde tercih ettikleri bir yol olmuş. Yapımı, Süveyş
Kanalı'nı kuran ekip tarafından 1893 yılında tamamlanan kanal bizim gibi
turistlerin uğrak noktası. Ege ve İyon Denizi’ni birbirine bağlayan kanal
denizcilerin 700 kilometrelik bir mesafeden tasarruf etmelerini sağlıyor. Günde
30, yılda yaklaşık 11 bin gemiye ev sahipliği yapan Korint Kanalı, dünyadaki
diğer kanallara göre oldukça küçük olması ile dikkat çekiyor. Turistik
teknemizde kahvemizi içerek biz de bu kanaldan geçme deneyimimizi tamamlıyoruz.
Miken
Nafplion’dan Mora’nın eşsiz dağlık manzarasına karşı
gezdiğimiz Miken turu; Bronz Çağı Sarayı ve Epidavros antik terapi ve dini
merkezini içeriyor. Homeros tarafından “bol altınlı, güzel inşa edilmiş Miken“
şeklinde ifade edilen bu antik şehir, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde
bulunuyor. Sofistike kale mimarisinin ilk örneklerinden olan Bronz Çağı Sarayı
tarihe meraklı olanların gezmekten keyif alacağı bir serüvene dönüşüyor. Agamemnon
mezarı olarak da bilinen Atreus’un büyük hazinesine girerken, siz de kendinizi
yeraltı dünyasına yolculuk yapıyor gibi hissedebilirsiniz.
Merkez
Küçük restoranları, pancurlu evli sokakları ile Nafplion
yürüyüş yapmaktan ve fotoğraf çekmekten çok hoşlanacağınız bir yapıda. Buradan hediye almak isterseniz birbirinden
güzel tespiher ve tasarım takılar bulabilirisiniz.
GİRİT
Cruise seyahatimizin ikinci rotası Girit’in ikinci büyük
kenti Hanya. Antik Venedik Limanı’nın çevresinde kurulmuş bir sahil kentine Soudas
Limanı’ndan giriş yapıyoruz.
Ağustos ayı boyunca yapılacak vizesiz turlarda Celestyal Nefeli, her salı ve cumartesi günleri İzmir’in Çeşme limanından Ege sularına açılacak.
Hanya gerçek bir zeytinyağı cenneti. Rehberimizin
anlattığına göre dünyanın en uzun yaşayan insanları bu adada yaşıyor. Adaya
adım attığınız anda dinginliği sizi sarıyor. Sabah kahvemizi aldığımız küçük
kafenin garsonu annesinin taze yaptığı keki bize önerinde hayır diyemiyoruz.
Ada halkının doğallığını ve samimiyetini hemen hissediyorsunuz. Hanya’da el
işçiliği ile yapılan bıçaklar meşhur. Geleneğe göre sevgilisini seçen genç
kızlar bu bıçaklardan alarak sevdiklerine hediye ediyorlar. Delikanlılarda bu
bıçağı görünür bir yerde taşıyarak kalplerinin birine ait olduğu mesajını
veriyorlar. Bizimkine benzer diyebileceğim bir Kapalıçarşıları var. Orada
birbirinden farklı çeşitteki zeytinleri tadarak damak tadınıza en çok uyanları
alabilirsiniz. Adada gravyer peyniri üretimi yaygın ve peynirleri çok lezzetli.
Sevdiklerinize hediye alacaksanız Hanya’dan gidecek en güzel hediye hiç
şüphesiz lezzetli ve sağlıklı zeytinyağları.
Sevdiklerinize hediye alacaksanız Hanya’dan gidecek en güzel hediye hiç şüphesiz lezzetli ve sağlıklı zeytinyağları.
Hanya’da Osmanlı hükümranlığıyla birlikte kiliselerin hepsi
önce cami; sonra adada Müslüman kalmayınca tekrar kilise olmuş. Bu dönüşümü
yaşayan Aziz Nikolaos Kilisesi Hünkar Camisi’nden bugün hem kilise çanı hem de
minare yükseliyor. Osmanlı izlerini
taşıyan diğer yapılar ise Küçük Hasan Paşa Camii, Yusuf Paşa Camii, Yusuf Paşa
Hamamı. Benzersiz butikler için Splantzia Bölgesi'ni ve Zambeliou,
Theotokopoulou ve Angelou caddeleri’nde günümüzde açık hava restoranı olarak
hizmet veren çatısız Venedik binalarını keşfedebilirsiniz.
RODOS
Güneş Tanrıçası Hellios’un adası Rodos’tan limanı
seyrederken Dorlar tarafından yaptırılan dev bronz heykelin hayalini kurmadan
duramıyor insan. Bugün burada karşımızda olsaydı gözü açık yaşanan bir masalın
içinde olurduk.
En iyi korunmuş Orta Çağ yerleşimlerinden bir olan Rodos
bugün UNESCO Dünya Kültür Mirası Anıtları listesinde yerini almış durumda.
Bütün tarihi yerleşim
yerlerinde olduğu gibi ada eski şehir ve yeni şehir olarak ikiye ayrılıyor.
Adada hüküm süren her ulus kendi yaşamından izler bırakmış. Eski şehir Orta
Çağ’dan kalan kalesi ve dört kilometre uzunluğundaki duvarları ile sizi farklı
bir hava solumaya davet ediyor. En iyi korunmuş Orta Çağ yerleşimlerinden bir
olan Rodos bugün UNESCO Dünya Kültür Mirası Anıtları listesinde yerini almış
durumda. Osmanlılar gelene kadar Rodos Şövalyeleri (Saint Jean Şövalyeleri) 14.
ve 15. yüzyılda adada hüküm sürerek izlerini bıraktılar. Şövalyeler Sokağı
turitlerin adada gezmekten keyif aldığı yerlerin başında geliyor. Grand Masters
Sarayı yani Ustalar Sarayı ilk ziyaret edeilecek noktalardan biri. Şövalyeler
döneminin en önemli eserlerinden olan sarayın yerleri Kos adasından getirtilen
mozaiklerle süslenmiş. Şövalyeler Sokağı bugün tamamen orjinal hali ile
korunmaya devam ediyor, Rodos’tan sonra Malta’ya giden ve Malta Şövalyeleri olarak
anılan şövalyeler hala varlığını sürdürüyor ve devlet dışı aktör statüsü
taşıyor.
LİNDOS
Lindos antik çağ döneminin önemli yapılarını kapsayan adı
kadar tatlı ve huzurlu bir bölge. Lindos Akropolis Rodos ziyaretiniz sırasında
ihmal etmemeniz gereken en önemli yerlerden biri. Lindos’a kara ya da deniz
yolu ile ulaşabiliyorsunuz. Akropolis’in zirvesinde de Lindos Athena Tapınağı,
Antik dünyanın en kutsal yerleri arasında yer alıyor. Büyük İskender, Troyalı
Helen ve Herakles’in de ziyaret ettiği söylenen tapınaktan aşağı baktığınızda
efsanevi bir manzara ile karşılaşacaksınız. Merdivenleri tırmanarak evet
yorulacaksınız ama inanın zirveye vardığınızda yorgunluğunuzu unutturacak bir
güzellik sizi bekliyor olacak.
ANTHONY QUİNN VE SAİNT PAUL PLAJLARI
Rodoa’a giderseniz sakin bir koy, sessizlik, harika bir deniz ve iyi frappe kahve için
Antony Quinn ve Saint Paul plajlarını tavsiye ediyorum. Adanın her yeri
birbirinden güzel plajlarla dolu, isterseniz her gün bir başkasını
deneyimleyebilirsiniz. Plajın adı neden dünyaca ünlü aktörün adını almış diye
sorarsanız Anthony Quinn’in başrolünde oynadığı Navaron’un Topları (The Guns of
Navorone) filminin bazı sahneleri bu muhteşem plajda çekilmiş.